25 Mayıs 2015 Pazartesi

MESLEĞİME NOT

   
                       




Bir sevdanın ilk cümlesi olmaktır;
içten ne geldiyse...yeni doğmuş bir
bebeğin nefes hakkı kadar doğal,
ucu yanmayan bir sigara kadar 
masum..fevridir doğası; delilik
sınırında gezer durur, orta yolu 
kayıptır...kirpiklerinin ucunda
bilmem kaç watt patlasa da,
bir adım ötesi hep kara, hep bilinmeyen..
daima iki yol çıkar karşısına;
sanki seçim hakkı vardır da...
bir ana gibi kapatır kalbinin gözlerini;
"günün birinde" ihtimaline emanet edip bir yolu,
takip eder ipini tutanı diğer yolda..
sahi ne ara geldi bu "ipini tutan" ?...
bir elinde korkuları , diğerinde
hayalleri, yaldızlı bir naylon içinde 
gülücükler saçar..çürümesin diye 
heyecan kırıntılarıyla yahut
"yasak"la besler kalbini içerden...
herkesin bir fikri olur mutlaka onunla ilgili..
ve herkese ne de rahat görünür dışardan değil mi? ...
tasasız ve keyif içinde...
bir de o yaldızın altı..
gider işte öyle..
ötesini bilmiyorum ki...zordur fakat...
benim mesleğim....b.s.
 

    

ERİKLİ DANA NUAR

                         


    Malzemer

4 parça dilimlenmiş dana nuar
7-8 tane kuru çekirdeksiz erik
Sarımsak
Rendelenmiş kaşar
Eti marine etmek için;
Balzamik sirke
Yarım kahve fincanı zeytinyağı
İsteğe bağlı kırmızı şarap
Kekik
Toz hardal
Kişniş
1 adet defne yaprağı
Sosu için;
2 rendelenmiş domates
2 yemek kaşığı barbekü sos
1 yemek kaşığı limon ya da nar ekşisi
1 tatlı kaşığı pekmez
1 su bardağı su
Kekik
Kimyon
Karabiber 
Tuz
Garnitür için sizin seçiminiz olan çeşitli sebzeler


                                                           Yapılışı

      Şöyle bir bakınca hayli zahmetli görünebilir; ancak tam bir lezzet şöleni olacak. Damağınız baharattan baharata zevk içinde koşturacak! Yanında ferahlatacak sebze garnitürlerimizle, şahane bir akşam yemeği olacak bir tarif canlarım. Eveeeeet; ilk işlem et marinasyonu. Bunun için dilimlenmiş nuarlarımıza bir kürdan yardımıyla 3-4 delik açalım ki sos etin derinlerine kadar nüfuz etsin. Derin bir kaba 1-2 yemek kaşığı kadar balzamik sirke, zeytinyağı, kekik, yarım çay kaşığı toz hardal, yarım çay kaşığı kişniş ve bir adet defne yaprağını koyuyoruz. Tüm bu malzemeyi, karıştırdıktan sonra, etimizle buluşturuyoruz. Nuar kral, bu şekilde 3 saat kadar dinlensin canlarım. Onu zorlu bir yol bekliyor!
       Dinlenen etimizi mühürleme işlemi için önce tavamızı ateşte ısıtıyoruz, zeytinyağını, yanmasın diye tava sıcakken ekliyoruz, bir süre böyle kızdırıyoruz. İyice ısındığına ve yanmadığına emin olduğumuzda etimizi tavaya yerleştiriyoruz. Kral nuarımız marine işleminde dinlendikten sonra bir anda kızgın tavaya düşünce afallıyor ve mühürleniyor. Yani canlarım suyunu içine bir güzel hapsediyoruz. 
        Ardından bir fırın tepsisine etrafı mühürlenmiş yüce kralımızı nuarı yerleştiriyoruz. Sosu için gerekli malzemeleri ayrı bir kapta güzelce karıştırıyoruz. Nuarımızın yanına onu yumuşatıp, o kızgın havasından kurtarıp, mayhoş bir tat verecek eriklerimizi ve sarımsaklarımızı yerleştiriyoruz. Ayrı bir kapta hazırladığımız nefis sosumuzu bu mutlu aile tablosunun üzerine ekliyoruz ve kral nuara dönüp : "Kral kral, yeter halka ettiğin zulüm, şimdi seni bu şokla önceden ısıtılmış 180 derece fırına yollıyım da gör!" 
diyoruz. Bunu yapıyoruz da..efenim etin pişme derecesini sizin damak zevkinize bırakıyorum.. Arzu ettiğiniz şekilde piştiğine inandığınızda fırından tepsimizi alın, üzerinde biraz rendelenmiş kaşar gezdirin, biraz da kekik ,o kaşar böyle etin sıcaklığıyla eriyecektir..ohhhh missss..Haşlanmış sebze garnitürle servis yapın. Afiyet olsun..


UYY FIRINDA GÜMÜŞ HAMSİ Mİ DEDUN!!


        



     Malzemeler

Yarım kilo hamsi 
2 baş soğan
8 diş sarımsak
Yarım fincan zeytinyağı
1 yemek kaşığı elma sirkesi
1dilimlenmiş limon
Defne yaprağı
Reyhan 
Karabiber 
Tuz
  
                                                           Yapılışı

    Ha bu hamsilerun ilk karı görmişi makbuldur oğa göre uşaklar. Önce bu hamsilerun iyi temizlenmesi gerek. Sonra ha bir kabin içunde yarım limon, sirke ve biraz tuzla bekletun onlari. Cam kapler yok mi cam kapler, borcam deyiler; ha oyle geniş bi borcam içune alüminyum folyoyu eyice yayın. En alt kata dilimlenmiş limon gelecek. Limonlari dizdun mi? Eyi! Ha ustune hamsileri yatırın ki rahat etsun uşaklar firunda..Kar değmiş yazık fırın da olsa üstünü yine örtün siz ( dilimlenmiş soğanlar hamsilerin üstüne dizilir ).. Sarımsaklari aralara yerleştirun ve bir tane de defne yaprağinu gönlünüzün isteduği bi köşeye koyun ki has koksun. Ha ustune yarım çay kaşığı reyhan, karabiber ve tuzunu da serpiştirun. Mis gibi zeytin yağuni ,çok değil ama sağlıkli yapiyruk da, üzerunde gezdirun oh misss.. Yavruleri yatirduk ustleruni alüminyum folyoyla iyice örtüp, iğneyle minik delikler açiyruk..Onceden 180 derece isituğimuz firuna tepsimizi yerleştiriyruk. Ha ben deyim 20 sen de 25 dakikaya gümüş gibi hamsiler yemeye hazur hale geleyler.. Ha boyle folyoyla kapadik ya, hamsi rengini ve nemini kaybetmeden sudan çiktuğu gibi kalır, işte ondan diyiyruk buğa "Gümüş Hamsi" ...Afiyet olsun uşaklar! 













VIVALDI'NIN CESUR BEMOLÜ

       







       Kimse bilmez kaç karış zaman vardı aralarında, o yine koşup dururdu bir " yarım " a doğru... koşarken tırnakları arasında kalan demir kokusunu biriktirirdi;ona sunmak için. Çok düşünmüştü, hazırdı söyleyecekleri karşısına dikildiğinde : " alır mısın elleri mi artık? ". Dört perdeli saçlarına bakarken hayal ederdi kendini ; saçları arasına gizlenmiş kuyuyu görebilmek için kaç kez titremeliydi kim bilir...öyle güzel yankılanırdı ki saçları...yorgun olduğunu biliyordu; bu yüzden en sakin nefesiyle fısıldamalıydı kulağına...Baktıkça derinleşen bir göl gibi, onu her düşlediğinde daha da uzaklaşırdı ondan...yine de tırnaklarında demir kokusunu biriktire biriktire devam ederdi metrelerce sene koşmaya... İyi tanırdım onu; Antonio'nun Summer'ında yaşardı...b.s. 

SIMSICAK FIRIN HELVA


                         



      Malzemeler

Yarım paket tahin helvası
1 adet portakal
1 adet limon
Bir kahve fincanı kırık ceviz içi
Bir tutam ezilmiş karanfil


                                                Yapılışı

  Tahin helvamızı bir kase içine koyup, çatal yardımıyla biraz eziyoruz. 1 adet portakalımızın kabuğunu rendeleyip suyunu bir kaba sıkıyoruz, histerik bir halde bütün vitaminini ele geçirmeliyiz, ta ki portakaldan hayır gelmeyene kadar. Limona o kadar kıymıyoruz aynı işlemi onun yarısına uyguluyoruz; yani ağzımızın sulanmasına hakim olarak yarım limon kabuğu rendesi ve yarım limon suyu. Sonra canlarım, kabın içinde bizim narenciyeyle işimizin bitmesini bekleyen helvayı, limon ve portakal kabuğu rendeleri ekleyerek, yalnızlıktan kurtarıyoruz. Aynı şekilde sıktığımız sularını da ilave edip karıştırmaya başlıyoruz. Helvamız limon ve portakalın cazibesine dayanamayıp eriyiverecektir. Son olarak ceviz içi ve bir tutam ezilmiş karanfilimizi de içine karıştırıyoruz. Çömlek bir kabın içine mayhoş karışımımızı yerleştiriyoruz. Önceden ısıttığımız 180 derece :))) fırına helvamızı teslim ediyoruz. Aman başından ayrılmayın canlarım çünkü pişme süresi oldukça kısa 10 dakika kadar....Üstü hafif kızarınca hemen alın ve sıcak sıcak kaşıklayın...Afiyet olsun ...

NEEE FIRINDA GÜLLÜK TARİFİ Mİ!!!!

                       



        Malzemeler


1 kg gülük otu 
5 yumurta 
1 çay bardağı süt 
Yarım çay bardağı zeytinyağı 
3 yemek kaşığı galeta unu 
1 kase rendelenmiş kaşar
1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber
1 tatlı kaşığı çörek otu
1 tatlı kaşığı keten tohumu
1 tatlı kaşığı isot 
1 çay kaşığı karabiber 
1 çay kaşığı tuz
bir tutam esmer şeker. .


                                                       Yapılışı

Yumurta, süt ve yağı genişçe bir cam kasede çırpıyoruz tatlılarım. Sonra içine sırasıyla baharatları ve galeta ununu katıyoruz ve tatlı tatlı çırpmaya devam ediyoruz. Kraliçemiz Güllük Otu'muzun, önceden haşlanıp suyunun süzülmesi ve isteğe bağlı kalınlıkta doğranması gerekiyor. Malzemeleri çırptığımız kaseye güllük otumuzu ve kaşarımızı da ilave edip, malzemeleri iyice harmanlıyoruz. Yüzeyini yağladığımız fırın tepsimiz üzerinde biraz galeta unu gezdiriyoruz. Kasedeki karışımımızı rahat bir kanepeye yatırır gibi tepsimize yerleştiriyoruz. Üzerine de kaşar rendesi ve bir tutam galeta unu serpiştirip, önceden 180 derecede ısıttığımız fırına tepsimizi teslim ediyoruz. Kaşarımız hafiften kızarmaya başlayınca fırınımız bize: " Kraliçemiz yenmeye hazır, fazla bekletilmekten hoşlanmaz, kaşarları kurutmadan al! " deyince tepsimizi fırından alıyoruz. Afiyet olsun tatlılarım ....